Öne Çıkanlar

İlanlar

Hava Durumu

Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu

Döviz Kurları

Altın Kurları

gazeteler

Köşe Yazıları

  • Onu Kadirli Belediyesi Meclis üyeliğim döneminde tanımıştım. Aslında akrabamızmış.

    Cığcık Köyünden çok değerli hemşehrimiz, Kadirli Eğitim ve Kültür Vakfımızın üyesi, Mehmet Orhun DÖĞÜŞÇÜ,nün dün kalp krizi nedeniyle hayatını kaybettiğini öğrendim .
    CHP Osmaniye İl Başkanı DÖĞÜŞÇÜ, 4.2.2024 tarihinde, Irak’ın kuzeyinde Pençe Kilit Operasyonunda üst bölgeye bölücü terör örgütü tarafından gerçekleştirilen taciz atışı sonucu çıkan çatışmada şehit olan Piyade Uzman Çavuş Kadir Dingil’in cenaze töreni için Çona köyüne gitmiştir.

    Cenaze töreninde kortej yürüyüşü esnasında fenalaşan CHP İl Başkanı Döğüşçü, ambulansla Osmaniye Devlet Hastanesine kaldırılmıştır .

    Hastanede kalp krizi geçirdiği öğrenilen DÖĞÜŞÇÜ Doktorlarımız tarafından tedavisi yapılarak yoğun bakım servisine alınmış, fakat gece saatlerinde hayatını kaybetmiştir.
    Onun siyasi kişiliğinden çok insani yönü hep dikkat dikkat çekmiştir. Kadirli Kadınlar Meclisi faaliyetlerimizde desteklerini unutamayız. Vefatına hepimiz çok üzüldük.

    Her bir insanına saygıyla yaklaşan hemşehrimiz, memleketimiz Kadirli’ye büyük hizmetler vermiş, sivil halk ve diğer siyasi partiler tarafından da sevilen bir insandı.

    Ve en önemlisi şu ki;
    Siyasetiyle insanlığını birbirine karıştırmadan yürütebilen, tanıdığım ender insanlardan biriydi .
    Arkasından böyle güzel izler bırakarak gitmek her kula nasip olmaz.

    Yüce Allahım sonsuz rahmet etsin mekanı cennet olsun.

    Kadirlimizin başı sağ olsun. Ailesine ve tüm sevenlerine sabırlar diliyorum.

  • Saygıdeğer okurlarım, bu acı haberi aldığımda bir baş sağlığı dileği yazmaya çalıştım. Elim telefona gitmiyordu bu sefer kalemi aldım elime sanki kalemde yas tutmuş yazmıyor kafamda oluşacak cümleler bir türlü gelmiyor daha doğrusu iki kelimeyi bir araya getiremiyorum. Ancak şunları diye bildim;

    BAŞ SAĞLIĞI 
    İlkeli duruşu ile ilkeli siyaseti ile Kadirli’nin yetiştirdiği genç ve güzel insan MEHMET ORHAN DÖĞÜŞÇÜ’ nün erken kaybının üzüntüsü bizleri yasa boğmuştu.  Kederli ailesine ve sevenlerine CHP İl ve İlçe teşkilatına baş sağlığı diliyor merhuma ALLAH’ tan rahmet diliyorum.

  • Futbolla yatıp futbolla kalkan yurdum insanının şu sıralar ne sahalarda ne de saha dışında futbol konuşmaktan pek keyif aldığı söylenemez. Tertemiz,heyecan dolu futbol sevgimiz; bahis çetelerine,iş bilmez yöneticilere,paragöz vasıfsız futbolculara ve nihayetinde seyir zevkini teknolojinin minimize edilmiş aygıtlarına tercih eden taraftar topluluklarıyla uçup gitti…

    Eskiden 4 büyük takım diye tabir ettiğimiz takımlar ve bir de diğer Anadolu takımları vardı,ama Anadolu takımları da ne takımlardı.

    Bir Malatya deplasmanına,bir Kocaeli’ye,Van’a,Ankara’ya,Adana’ya deplasmana giden büyük takımların dizleri tir tir titrerdi.Şimdilerde ise eser kalmadı.Daha ligimizin ilk devresinin başlarında Fenerbahçe ve G.Saray adeta tozu dumana katarak en yakın takipçilerine neredeyse iki katı puan farkı yaptılar.En tepedeki bu iki takımın şampiyonluk yarışı heyecanını bir kenara koyarsak,ligin ne tadı var ne de tuzu.Kadro kalitesiyle zaten rakiplerinin bir iki tık üstünde lige başlayan bu iki ezeli takımın maçlarında skorun az çok ne olacağını tahmin etmek çok zor değil.

    Puan sıralaması öyle bir şekil aldı ki Fenerbahçe,G.Saray ve diğerleri dersek abartmış olmayız.Sıra dışı bir dengesizlik oluşumu var.Basiretsiz yönetimler,gözü paraya aç,ama söz konusu yetenekten yoksun futbolcular,ahtapot gibi kollarını her ülkeye,her stada uzatan ve artık işi zıvanadan  çıkartan bahis şirketleri ve baronları sayesinde futbolumuzun doğal dengesi çok yazık ki bozuldu.Artık çok güçlü takımlar ve çok güçsüz takımlar var.Ekranlarda izlediğimiz müsabakalar,mahalle maçını andırmıyor.Ve ne yazık ki her geçen yıl daha da kötüye gidiyoruz,can çekişen,maddi anlamda kapanmak üzere olan pek çok adı şanı ünlü kulüplerimiz var.Sıra ne zaman bize gelecek diye bekliyorlar.

    Pireye kızıp yorgan yakmak diye bir söz vardır hani…Bölge insanı olarak Adana Demirspor’da sezon ortasında yapılan radikal değişimler,”dere geçerken at değiştirilir mi ”? atasözünü  hatırlattı.Maddi anlamda rahatlamak adına top yekün  verimli oyuncuları gönderip yerlerine ne yapabileceği belli olmayan futbolcuları almak, intihardan başka bir şey değil,üstelik yeni bir teknik direktör ile…Keşke ligde kalmayı garantiledikten sonra böyle bir değişime yelken açsalardı…Avrupa semalarında boy gösterdikten sonra yaşanan bu dramatik senaryo,zaten boşalan tribünlerle de kendini belli ediyor.

    Umarım tahminlerim tersi yaşanır,bu trendyol sıkıcı lig biraz daha izlenebilir hale gelir senenin sonunda,aksi takdirde ne televizyon başında izleyici  ne de tribünlerde  taraftar kalmayacak.

  • KA-VAK Kadirli Şube yönetimi olarak;
    2024 yılında Kadirli Belediyesi ile birlikte yapacağımız kültür ve sanat etkinlikleri kapsamında Çukurova’nın ve Dünya Edebiyatının en önemli isimlerinden Yaşar Kemal ile ilgili araştırmalar yapıp doğru bilgi kaynaklarını bizlere sunan eğitimci-yazar Yurdaer Yanık ve Eğitimci- yazar Mustafa Kemal Evren Çiğil ile biraraya geldik.

    2024 yılında Yaşar Kemal ile ilgili Yaşar Kemal’ i Anma Etkinlikleri yapılması konusunda istişarelerde bulunduk.

    Gelecek günlerde bu kapsamda Kadirli’de çok güzel programlar olması aşikardır.

    KA-VAK Kadirli Eğitim ve Kültür Vakfımız sanat ve sanatçının daima yanında olacaktır.

  • Uluslararası Uzay İstasyonundaki misyonunu tamamlayarak ülkemize dönen ilk Türk astronotumuz Alper Avcı yenilerde Türkiye Uzay Ajansı Yönetim Kuruluğu üyeliğine atandı, inşallah devamı gelir de bir zamanda biz de Mars’a çıkıp ayak izi, su izi filan ararız…Kim bilir belki yerleşebilirsek oralardan arsa da alabiliriz. Hangi parayla desenize…Daha dolmuşa, taksiye binecek parayı zor denkleştirirken, uzaydan, galaksiden bahsetmemiz biraz gülünç geldi kulağıma ne yalan söyleyeyim. Böyle bir sektörde bizim de varlığımızın lanse edilmesi elbette önemli bir adım gibi gelse de son zamanlarda gittikçe fakirleştirdiğimiz orta sınıf ve altı insanların bu gelişmeye sevinecek kadar iştahının ve yaşama sevincinin kaldığını pek zannetmiyorum.10 bin liraya yakın maaş alan bir emekliyi, asgari ücretliyi, aya çıkmak meselesi değil de daha çok ay sonunu nasıl getirebilirim sorusu daha çok meşgul ediyor. Vatandaşlarımız dert küpü, bir sorup bin ah işitiyorsunuz. Yoksulluk maaşının altında demeyeyim de ayıp olur, çok çok altında kazanan insanlarımızın tek önceliği kendisinin ya da ailesinin karnını doyurmak. Acı ,hüzün, şaşkınlık, seçim vaatleri, özel okul masrafları, terör, geçim derdi gibi meseleler yaşam mikserimizde çalkalanıp dururken aya, yıldızlara merak sarmasını beklemeyin bu insanlardan.
    Toplumun iktidar kesmi, iyilik güzellik ve toz pembe rakamlardan bahsetse de, bazı tuzu kuruların keyfi yerinde olsa da umutsuzluk içerisinde meçhul geleceğinin ne olacağını düşünen insan sayısı çok fazla. İnsanlarımız yükselen enflasyon, artan fahiş pahalılığın altında ezilirken bu acı sevilebilir mi? Acıyı sevmek olur mu?